ETİKETLER :
microsoft türkiye
,
murat kansu
,
bilişim haftası
,
eğitim teknolojileri
,
akıllı okul
,
uzaktan eğitim
,
dijital kütüphane
,
bulut teknolojisi
,
hololens
,
ömer ömeroğ
Eğitimin her alanında teknolojiden yararlanan Doğa Okulları, Bilişim Haftası kapsamında çeşitli etkinlikler düzenliyor. Microsoft Türkiye Genel Müdürü Murat Kansu ile bir araya gelen Doğa öğrencileri, ona teknoloji alanında bilmek istedikleri her şeyi sordu. Dünyanın bir değişim içinde olduğunu vurgulayan Murat Kansu, ‘’Bugün Dünya, ‘Endüstri 4.0’ dediğimiz değişimin tam ortasında. Dünya dijitalleşmeye dönerken, Türkiye’de de ara insan gücüne çok ihtiyacımız var’’ diye konuştu.
Geleceğin eğitimini bugünden veren Doğa Okulları, öğrencilerinin teknolojinin ve dijital dünyanın tüm imkanlarından faydalanarak eğitim almalarını sağlıyor. Derslerde kodlamayı öğrenen, 3 boyutlu teknolojiyle bilgilenen, dijital asistanlarıyla ders çalışan Doğa Okulları öğrencileri, Bilişim Haftası’nda da çeşitli etkinlikler düzenliyor.
Bilişim Haftası kapsamında, Doğa Okulları Tuzla Kampüsü 6-C öğrencisi Onur Kayra Mutlu, Ataşehir 3 Kampüsü 10-A öğrencisi Alp Karakulak ve Ataşehir 2 Doğa Okulu Öğrencisi Mehmet Caner Atabaş Microsoft Türkiye Genel Müdürü Murat Kansu ile bir araya geldi. Öğrenciler, röportajlarında Kansu’ya teknoloji, kariyer ve eğitime olan bakış açısıyla ilgili merak ettikleri tüm soruları yönelttiler.
Soruları içtenlikle yanıtlayan Murat Kansu, birçok eğitim kurumuyla birlikte çalıştıklarını belirterek, ‘’Siz çok farklı bir kulvardasınız. Çoğu okuldan farklı olduğunuzu görüyorum’’ dedi. Kadıköy Anadolu Lisesi mezunu olduğunu, lisans eğitimini ise İTÜ Bilgisayar Mühendisliği bölümünde tamamlandığını belirten Kansu, iş hayatına ibaşladığında satış sektörüne yöneldiğini söyledi.
‘’Kariyerimde Terfiye Değil, Bilgi Edinmeye Odaklandım’’
Bilişim teknolojileri alanında 26 yıllık ulusal ve bölgesel deneyime sahipsiniz. Kariyerinizdeki yükselen grafiğin sırrını bizimle paylaşır mısınız?
Yazarkasa ve ATM makineleri gibi ürünleri bulunan NCR şirketinde başladığım meslek hayatımı HP firmasında devam ettirdim. Daha sonra görev aldığım Microsoft içerisinde de çok değişik pozisyonlarda çalıştım. Çok farklı konularda deneyimler edinmeye çalıştım. Sürekli terfi etmeye odaklı bir şekilde değil de, daha fazla öğrenmeye ve tecrübe kazanmaya odaklı bir kariyer geçmişim oldu.
Dijitalleşme için Ara İnsan Gücünün Yetiştirilmesi Lazım
Bilişim teknolojileri hakkındaki öngörüleriniz nedir? Gelecekte önemi daha da artacak mı sizce?
Dünya bir değişim içerisinde. Her şeyi etkileyen bir değişim bu... 1770’lerde buhar makinasının bulunması, daha sonra elektriğin keşfi dünyada köklü değişimler yaşanmasına neden oldu. 1960-1970’lerde bilgisayarlar üretime dahil oldu. Bugün ise endüstri 4.0 dediğimiz değişimin tam ortasında dünya. Bu da şu demek; her şey birbiriyle bağlantılı. Yani makinalar insanlarla konuşuyor, üretim hattındaki robotlar birbiri ile haberleşiyor. Sisteme giren milyonlarca veri işleniyor ve yeni katma değerler ortaya çıkıyor. Tüm bunlar yaşadığımız dünyada bir değişime, yaşam şeklimizin de değişmesinde sebep oluyor. Ve bu değişime ayak uydurabilecek olan toplumlar ileriye gidecekler. Mesela Türkiye, seri üretimde sanayileşmede diğer batı toplumlarına göre geri kaldı. Aynı şekilde dünya dijitalleşmeye dönerken, Türkiye’de de ara insan gücüne, bu konularda eğitim almış insanlara çok ihtiyacımız var. Dijital dönüşümün gerisinde kalmamamız gereken bir dönemden geçiyoruz.
Okulumuzda kodlama dersleri de yer alıyor. Kodlama konusunda ne düşünüyorsunuz?
Evet kodlama bizim için de çok önemli bir konu. Gelişmiş ülkelerde müfredatlarda çoktan beri var. Bizim geride kalmamamız gerekiyor. Kodlamayı programcılık olarak düşünmemek lazım. Dijitalleşmenin ara insan gücünün de yetiştirilmesi gerekli ve bunun da başlangıcı kodlama ile oluyor.
Hololens Teknolojisi Geliyor
Microsoft olarak günümüz teknolojisinin daha ilerisinde çalışmalarınız olduğunu tahmin ediyoruz. Ne gibi çalışmalarınız var, bilgi verir misiniz?
Sensörler aracılığıyla tüm cihazların birbiriyle bağlantıda olmasını sağlayan IOT adlı yeni bir çalışma var. Yine bununla ilgili ‘hololens’ adı verilen sanal gerçeklikle ilgili çalışmalarımız var. Hololens’i şöyle açıklayabilirim: mesela ben sana bakarken seni görüyorum ama holosens ile başının yanındaki boşlukta seninle ilgili bilgileri görmeye başlıyorum. Gelecekte belki de bir öğretmeniniz, ‘hololens’i takıp sınıfta bir öğrencisine baktığında onun son aldığı notları, başarı grafiğini de görebilecek. Özellikle laboratuvar ya da tıpla ilgili eğitimlerde kullanılmaya başlanmış olan bir teknoloji bu. Mesela tıp öğrencileri, anatomi derslerinde masanın üzerinde olmayan bir canlıyı varmış gibi görebiliyor, onun organlarını inceleyebiliyorlar.
Oculus’un gelişmiş hali diyebilir miyiz?
Evet çok daha gelişmiş hali. Mesela üretim bandında işçinin önüne bir araba geliyor ve başındaki holosens aleti işçiyi ‘şu vidayı sıkmalısın’ diye uyarıyor. İşçi eliyle onayladığında sonraki adıma geçiyor. Bu ve benzeri bir sürü uygulaması olan konular bunlar. Geleceğe yönelik en önemli konularımızdan birisi de makinelerin öğrenebilir hale gelmesi ve yapay zeka. Mesela üzerindeki sensörle aracılığıyla bir canlıyı ya da bir üretim sürecini izleyebiliriz. Bu süreci bir süre izleyen makineler, sorunları tespit edip, süreci nasıl geliştirebileceğimize yönelik önermelerde bulunabilir hale geliyor.
En önemli konular bunlar şuanda. Teknolojinin sunduğu olanakları nasıl daha değişik kullanabiliriz ve değer katabiliriz.
Bulut teknolojileri biz öğrencilerin hayatlarını ve eğitimlerini nasıl değiştirecek? Microsoft’un bu konudaki planlarını sizden dinleyebilir miyiz?
Bulut teknolojisi, bugün veriye her yerden ulaşabilmenin koşullarından biri. Bulut, eğitimde de çok büyük fark oluşturan teknolojilerden bir tanesi. Öğrenciler açısından çok önemli. Bir defa düşük maliyetli. Çok sayıda öğrenciye bu teknolojiyle erişmek mümkün. Öğrencilerin derslerine, notlarına her yerden erişmelerini sağlıyor. Bulut sayesinde, en ileri teknolojiyi en gelişmiş ülkelerle birlikte kullanma imkânı var. Bulutun bence en önemli avantajlarından biri bu. Her zaman en önde olma imkânı sağlıyor öğrencilere.
Yani asıl nokta iletişim?
Her türlü cihazdan ve yerden bağımsız olarak eğitim kaynaklarına erişmemizi sağlıyor. İletişim bunlardan bir tanesi ama öğrenen sistemler bulutta da çalışıyor. Mesela senin kendine özgü bir öğrenme stilin var, öğrenen makineler senin stilini öğrenerek sana kişiselleştirilmiş bir eğitim sunuyor. Office 365 de Bulut teknolojisiyle çalışıyor. Office 365 ile excel ve Powerpoint programlarını Buluttan en güncel haliyle kullanabiliyorsunuz. Yeni çıkan sosyal medya olanaklarından yararlanabiliyorsunuz.
Doğa Okulları’nda Eğitim Teknolojiyle İç İçe
Eğitimde teknolojiden mümkün olan her alanda yararlanan Doğa Okulları, bu amaçla teknoloji ve bilişim markaları Apple, Microsoft, Intel, Promethean, Turkcell ve Vestel ile ortak projeler de yürütüyor. Doğa Okulları kampüslerinde ‘Sanal Öğretmen’, ‘Akıllı Okul’, ‘Intel Kampüs’, ‘Uzaktan Eğitim’, ‘Dijital Kütüphane’, ‘Tabletli Eğitim’ imkanlarıyla eğitim sunuluyor.
Doğa Okulları Bilgi Teknolojileri Koordinatörü Ömer Ömeroğlu, teknolojinin eğitime büyük bir katma değer sağladığını vurguluyor. Microsoft ile işbirlikleri bulunduğunu ve Tuzla Bilim Kampüsü’nün Microsoft Showcase Okulu seçildiğini belirten Ömeroğlu, ‘’Microsoft Showcase Okulumuzda kodlama dersleri veriyoruz. Bu yıl ilk kez oluşturduğumuz Turkcell Kampüsü’nde de maker sınıfı kurduk. Akıllı sınıflarda çocuklara sensörler nedir, iletişimin nasıl olması lazım, teknolojinin gelebileceği yerler nelerdir? bugünden öğretiyoruz’’ diyor.