Haber ve Etkinlikler

OKULA UYUM İÇİN VELİLERE ÖNERİLER

Doğa Koleji Okul Öncesi ve İlkokul Rehberlik Bölüm Başkanı Büşra Aparan Akın, okula uyum programında okul-veli iş birliğine dikkat çekti.


Okulların açılmasına kısa bir süre kaldı. Okula uyum programında okul ortamı ile ilk kez tanışacak okul öncesi ve 1. sınıf öğrencileri heyecanlı ve kaygılı. Doğa Koleji Okul Öncesi ve İlkokul Rehberlik Bölüm Başkanı Büşra Aparan Akın, okul-veli iş birliğine dikkat çekti ve velilere önemli tavsiyelerde bulundu.

 

2022-2023 eğitim öğretim yılı 12 Eylül’de başlıyor. Okul öncesinden liseye her kademeden 18 milyon öğrenci 87 günlük tatilin ardından okula başlamanın veya bir üst sınıfa geçmenin heyecanını yaşıyor. Anaokulları ve birinci sınıfların katılacağı uyum eğitim haftası okullar açılmadan önce okullarda uygulanacak.

 

Birçok öğrencinin okul ortamı ile ilk kez tanışacağını belirten Doğa Koleji Okul Öncesi ve İlkokul Rehberlik Bölüm Başkanı Büşra Aparan Akın, Yeni durumlara, yeni ortamlara uyum sağlamak hangi yaşta ve ne kadar deneyimli olursak olalım pek çoğumuz için zor olabilir.” diyerek oryantasyon programının önemine dikkat çekti ve ebeveynlere tavsiyelerini şöyle sıraladı:

 

“Oryantasyon programı önemli”

Her yeni başlayan eğitim öğretim yılı çocukların bir yaş daha büyüdüğü, edindiği bilgi ve becerileri sergilediği, gelişimsel özellikleri ve ihtiyaçlarının değiştiği yeni bir uyum sürecini beraberinde getiriyor.

Okul hayatına ilk defa başlayacak okul öncesi ve 1. sınıf öğrencileri için okulun ilk günü oldukça heyecanlı geçer. Bunun yanında tüm öğrenciler, bir yandan uzun bir yaz tatili sonrası arkadaşlarıyla ve öğretmenleriyle yeniden buluşmanın sevincini yaşarken diğer yandan nasıl bir yıl geçirecekleri ile ilgili kaygı hissedebilirler. Yeni durumlara, yeni ortamlara uyum sağlamak hangi yaşta ve ne kadar deneyimli olursak olalım pek çoğumuz için zor olabilir ve okul oryantasyon programları bu açıdan son derece önemlidir.

 

”Kaygı, normal ve sağlıklı bir duygudur”

Okulun ilk günü kaygılı olmak normal ve sağlıklı bir duygudur. Çocukların ilk gün heyecanı ve kaygısı ile baş etme konusunda okullar ve öğretmenler oldukça deneyimlidir. Ebeveynlerin de çocuklarına destek olmak için sakin kalmaları, sabırlı olmaları ve okul ile iş birliği içinde hareket etmeleri süreci kolaylaştıracaktır. Özellikle küçük yaş gruplarında bazı çocukların annelerinden ya da bakım verenlerinden ayrılmaları daha zor olabilir. Annenin şefkatli kollarından, mutlu ev ortamından ayrılmak, daha önce hiç tanımadığı insanlarla bilmediği bir ortamda günün önemli bir bölümünü geçirmek çocuklar için endişe verici olabilir. Çocuklar için aslında okul değil, anneden ayrılmak daha kaygılı bir süreçtir.

 

“Okula duygusal ve psikolojik olarak hazırlayın”

Çocuğun okula başlamasından önce duygusal ve psikolojik olarak hazırlanması çok önemlidir. Özellikle okula yeni başlayan veya okul değişikliği yapan öğrenciler için bu hazırlıklar rahatlatıcı olacaktır. Yeni bir kavram olan “Okul” ona yüklenen anlamlarla şekillenecek ve çocukta davranış geliştirecektir. Öncelikle çocuğun niye okula gitmesi gerektiğini, okulun amacını veya neden okulunun değişmesi gerektiğini açıklayın. Gideceği okulla ilgili önceden bilgilendirmek ve okulu fiziki olarak gezdirmek; çocuğun rahatlamasını, sürece daha hazır hissetmesini sağlayacaktır.

 

“Sabırlı ve anlayışlı olun”

Yeni bir semte taşındığınızı ya da yeni bir işe başladığınız günü hatırlayın. Herkes için yeni bir ortama alışmak ya da düzen kurmak biraz stresli ve zaman alıcı olabilir. Bu nedenle çocuğunuzun okulun ilk günleri kaygı yaşaması normaldir. Ağlayan, okulu reddeden bir çocuk ayıplanmamalı, eleştirilmemeli, suçlanmamalı; empati ve anlayış ile yaklaşılmalıdır.

 

“Çocuğu sürece dâhil edin”

Çocuğunuzla birlikte okul alışverişine çıkmak, alınan malzemelerde mutlaka onun da fikrine başvurmak okul için teşvik edici olacaktır.

 

“Kararlı davranın”

Okula uyum sürecinde devamlılık büyük önem taşımaktadır. Bu konuda kararlı davranılması gerekmektedir. Çocuk üzülmesin diye bir iki gün gitmemesinin ona iyi geleceği düşünülse de bu uyumu zorlaştıracak bir yanılsamadır. Okulda yapılan etkinliklerin onun gitmemesi durumunda yarım kalacağını söylemek gerekir. Okulda bulunması için destek olunmalıdır. Çocukların öğretmenine ve okuldaki diğer yetişkinlere güven duyması gerekir. Bu güvenin oluşması için de çocuğun okulda daha çok zaman geçirmesine, okulda bulunmasına ihtiyaç vardır. Bu nedenle aileler sabırlı olmalı, çocuğuna tutarlı ve sakin biçimde diğer çocuklar gibi sınıfta olması gerektiğini belirtmelidir.

 

“Model olun”

Okulla ilgili olumlu konuşmalar yapılmalıdır. Okulu kurallarla dolu bir yer ve öğretmeni bir otorite gibi aktarmaktan kaçınılmalıdır. “Öğretmen duysa çok kızardı.”, “Okulda da böyle yaparsan kimse seni sevmez.” gibi olumsuz cümleler korku uyandırarak çocuğun geri çekilmesine yol açacaktır. Bunun yerine aile bireyleri okulda yaşadıkları kendi komik ve eğlenceli okul anılarını anlatabilir, öğrenci oldukları zamandan kalma albümleri gösterebilirler. Ebeveynlerinin de bu süreçlerden geçtiğini duyan çocuk kendini daha güvende hissedecektir. Ayrıca çocuğunuzun okula başlamasından duyulan mutluluğun anlatılması, heyecanının paylaşılması da çocuğunuzu motive edecektir.

 

“Detaylıca anlatın”

Çocuğunuzun aklında süreçle alakalı soru işaretleri kalmaması ve güvende hissetmesi adına okula nasıl gidip geleceğini, okulda kaç saat zaman geçireceğini ve eve geldiğinde onu kimin karşılayacağı konusunda doğru bilgiler edinmesi gerekmektedir.

 

“Vedaları kısa tutun”

Ebeveynlerinden ayrılmak istemeyen çocuk vedalaşmaları uzatmak isteyebilir. Ailesinin sınıfa girmesini, okulda yanında bulunmasını talep edebilir. Ancak okul ortamında anne-babanın varlığı, çocuğun okula alışmasını, okulda bir birey olarak diğer çocuklar gibi hareket etmesini güçleştirir, dolayısıyla okul uyumunu da geciktirir. Aileler, okulu reddeden küçük çocuklarının okulda yanında bulunmak yerine kademeli olarak okula alıştırabilir. İlk gün yarım gün, sonra biraz daha uzun, sonra tam gün gibi…

 

“Şefkat ve sabır ile yaklaşın”

Aşırı kaygı duyan çocuklarda somatik belirtiler görülebilir. Kaygı yaşayan pek çok çocuk “karnım ağrıyor, midem bulanıyor” gibi şikâyetlerle okula gitmek istemez ya da ağlayarak direnç gösterebilir. Hatta bu süreçte “bugün okula gitmeyeyim, yarın giderim” gibi ebeveynlerini ikna etmeye çalışabilirler. “Ağlama, üzülme” demek yerine duygularını anlamaya çalışmak “Şu an endişe duyuyorsun ama geçecek” diyerek destek olmak daha doğru olacaktır.

 

“Normalleştirin”

Okul dönüşü okulda yaşadıklarıyla ilgili onunla konuşmak çocuğun okul yaşamına duyduğu ilgiyi pekiştirecektir. Ancak anlatması konusunda ısrarcı davranılmamalı, odağını kaygıya çekecek ‘’Bir sorun yok değil mi?’’ gibi söylemlerden uzak durulmalıdır. Bunun yerine olumlu anılarını anlatabileceği sorular sorulduğunda sizlere anlatabilmek için olumlu anların farkındalıkla biriktirilmesi sağlanmış olunur. Sürecin yolunda gittiğini söyleyerek çocuğunuzu yüreklendirmek, başarılarına karşı cömert sözler söylemek ve sevginizi göstermek onu motive edecektir.

 

“Rutinler edinin”

Uyku ve beslenme alışkanlıklarının düzene girmesi, çocuğun hem zihin performansını, sağlıklı büyümesini sağlarken hem de okul sabahı gerginlikten uzak olmasını ve okula uyum sürecine kolay uyum sağlamasını sağlayacaktır.

 

“Okulla birlik olun ve iletişime önem verin”

Okula uyum sağlamak, öğrenmeye hazır olmak; okulu, dersleri, öğretmen ve arkadaşları sevmek demektir. Aileler, çocuklarını öğretmenlerine soru sorma ve yardım isteme konusunda cesaretlendirmelidir. Öğretmeninden destek isteyebilen, arkadaşına soru sorabilen çocuk okulda tek başına var olmaya daha hazır olacaktır. Öğretmenlerinden gelen geri bildirimleri dikkate alın ve süreçte öğretmenlerle birlikte ortak tutum sergileyin. Bu iş birliği çocuğunuzun eğitim sürecini kolaylaştıracaktır.

DOĞA KOLEJİ - KAMPÜSÜ BUL