Bebeklerin yüzde 2-4’ü üstün potansiyelli olarak doğuyor. Bu çocuklar doğru eğitimi alamazsa, ‘kayıp’ ya da problemli bireyler olabiliyor. Doğa Koleji, bu çocukları bilim insanı yapmak üzere elini taşın altına koydu.
ETİKETLER :
akşam gazetesi
,
üstün zekalılar eğitimi
,
burslu özel okul
Araştırmalara göre, dünyada her yaş grubunda üstün potansiyelli çocukların oranı ortalama yüzde 2-4 seviyesinde. Bu çocukların algıları da hayata bakışları da yaşıtlarına göre farklı. Normal bir sınıfta 10 derste anlatılacak bir konuyu, 1 derste anlayabiliyorlar. Potansiyeline göre eğitim almayan çocuklar bazen kaybolup, problemli bireyler haline gelebiliyor. Doğa Koleji’nin geçen yıl pilot olarak eğitime başladığı Fen ve Teknoloji Liseleri, bu çocukların potansiyelini ortaya çıkarmak, yeni Aziz Sancar’lar, Canan Dağdreviren’ler yetiştirmek için kurulmuş. Doğa Koleji Genel Müdürü Ali Rıza Lüle, bu projeyi, "Bu okullar bizim için sosyal sorumluluk. Bu büyüklüğe ulaşmış bir kurumun, ülkeye borcunu ödemek için yaptığı girişim" diye anlatıyor.
Türkiye’deki eğitim sisteminde sizce en büyük problem ne?
Eğitim imkanlarına baktığımızda, Amerika’dan veya Avrupa’da geride değiliz. Fakat bir sınav gerçeğimiz var. Bu da aileleri ve öğrencileri yarış psikolojisine sokuyor. Bizdeki en büyük problem ise bence üstün potansiyelli çocuklara uygun eğitimi sağlayamamamız.
Bu nasıl bir sonuç doğuruyor?
Malesef 140,150 160 IQ’lu öğrenciler için sistematik olarak bir eğitim imkanı sunamıyoruz. Yüksek potansiyelli çocukları normal çocuklar içerisinde eritiyoruz ve hatta problemli çocuklar haline getiriyoruz. Ortadan bir eğitim belirlemişiz, herkesin buradan ilerlemesini bekliyoruz. Oysa bunun üstü de altı da var. O potansiyeli yüksek gençler, üretim potansiyeli de yüksek olan gençlerdir. Yeteneklerine yönelik yönlendirme yapıldığında hem üretir hem mutlu olurlar. Biz her iki alanda da maalesef patinaj yapıyoruz.
Bu çocuklar için ne yapıyorsunuz?
Dünyaya bilim insanı yetiştirebilecek ne yapabiliriz kaygısıyla bir kurgu oluşturduk. Ve Fen Teknoloji Liseleri’ni kurduk. Geçen yıl da pilot uygulama olarak biri Ankara’da, 2'si İstanbul’da olmak üzere 3 okuldada eğitime başladık. Bu yıl bu okulların ikinci dönemi olacak. Biz Türkiye’de her ilde bir tane bu okullardan olsun istiyoruz.
Dünyadaki modelleri incelediniz mi?
Dünyadaki bütün liselere baktık. Ancak evrensel modellerle ulusal değerleri birleştirince başarıya ulaşmak mümkün. O yüzden hiçbir modeli kopyalamadık.
ÜNİVERSİTE HOCALARI DERS VERİYOR
Nasıl okullar bunlar, anlatır mısınız?
Şu anda 350 öğrencimiz var. 2 konuya çok önem verdik; dil ve teknoloji. 1 yıl hazırlık sınıfı var. Çünkü İngilizce olmadan herhangi bir bilimsel çalışmayı kurgulayıp, devam ettirme imkanı yok. İkincisi teknoloji. Yazılım ve donanım diye iki program hazırladık. Yazılım ve donanım derslerine üniversitelerden hocalar ders veriyor.
Çocukları neye göre seçiyorsunuz?
8. sınıfa gelmiş çocukları alıyoruz. 3 farklı alım yolumuz var. İlki kendi yaptığmız bir IQ ölçme sistemi. İkincisi liseye giriş sınavında yüzde 3’e girmek. Diğeri de, bilimsel bir yarışmada derece alması.
Gece 11’de bile ‘Niye okuldayız’ demiyorlar
Peki öğrencileriniz için ne ifade ediyor bu açtığınız okullar?
Bu çocukların algıları yaşıtlarına göre çok farklı. O yüzden birbirlerini daha rahat anlıyorlar. Kendileri gibi çocuklarla birlikte olduklarında daha mutlu oluyorlar. Normalde 10 ders saatinde anlatacağınız konuyu, onlara 1 saat anlatmak yeterli oluyor. Gece saat 11’lere kadar devam ettiğinizde bu çocuklar ‘Biz niye okuldayız’ demiyorlar. Tam tersine okulda kalmak istiyorlar. Ayrıca biz bu çocukları soyutlamıyoruz. Okulları anadolu liselerinin tam yanında ve zaman zaman onlarla birlikte de proje yapıyorlar.
Soğandan krem, kansere çözüm...
Çok proje hazırlıyorlar mı?
En az iki proje yapmaları şart. Bir öğrencimiz soğan kabuğundan krem üretti. Bir öğrencimizin de bir mantar türü ve yoğurtla kanserin bir türüne çözüm üretmek gibi bir iddiası var. Harvard’da sunum yapan öğrencilerimiz var.
Türkler ekonomik krizde önce okul taksidini ödüyor
Okul taksidi ödemelerinde aksamalar olduğu konuşuluyor. Sizde var mı gecikmeler?
İş kaybı yaşayan ailelere destek oluyoruz tabii ki. Ama ülkemizin bir özelliği var. Ekonomik sıkıntılarda aileler her şeyden önce çocuklarını düşünüyor. Önce onların eğitimi için tedbir alıyorlar. Tabii bu sektörde bir sıkıntı olmayacağı anlamına gelmiyor. Son 3-4 yılda 2000 civarı okul açıldı. Bir tahta bir öğretmenle işe başlayanlar oldu. Ama işler artık böyle yürümüyor. Bu nedenle okul sayısında bir azalma beklenebilir.
Her 4 öğrenciden üçü en az yüzde 60 burslu okuyor
Tabii her zeki çocuğun ekonomik durumu özel okul masraflarını karşılamaya yetmiyordur...
Bu kâr amacıyla yapılmış bir oluşum değil. Açıkçası maliyetini bile çıkarmıyor. Biz bu kadar büyük bir kurum olarak ülkemize karşı borcumuzu ödüyoruz. Fen ve Teknoloji okullarında her 4 öğrenciden 3’ü burslu. Ve burs oranı da en az yüzde 60. Bu oran yüzde 100’e kadar çıkıyor.